9 Nisan 2018 Pazartesi

KEŞİŞLERİN RÜYASINDAN ÇIKAN MANASTIR; SOU-MELA







Keşiş Barnabas kutsal kitabı İncil’i okurken üzerine bir ağırlık çöktü. Gözleri yavaş yavaş kapanan keşişin karşısında biranda İsa’nın havarilerinden Aziz Lukas belirdi. Aziz Lukas’ın elinde kendisinin çizdiği Meryem Ana ikonası vardı. O sırada yavaş yavaş artan müziği fark etti. Evet bu kilisede yapılan ayinin müziğiydi. Bu sırada kanatları gökyüzüne uzanan bembeyaz iki melek gelerek ikonayı Aziz Lukas’ın ellerinden aldı. Melekler açık olan camdan çıkarak hızla uzaklaştı.
Barnabas ne olduğunu anlamaya çalışırken bu kez Meryem Ana’yı gördü. Meryem Ana keşiş Barnabas’tan ikonasının bulunmasını istiyordu. Barnabas hemen bulunduğu kiliseden çıktı. İkonanın peşinden koşmaya başladı. Melekleri uzun süre takip eden Barnabas kendisini Trebizond’ da ( Trabzon) gördü. Mela dağlarının yamaçlarında gezinen keşiş yemyeşil ağaçların arasından süzülerek gelen bir akarsuyu takip etti. Barnabas dimdik dağları tırmandı ve Mela dağının yamacına kadar ulaştı.
Yamaçta bir mağara olduğunu gören keşiş ürkek adımlarla mağaranın girişine yöneldi. İçeriden gelen parlak ışığa kilisede duyduğu müzik de eşlik ediyordu. Mağaranın içine doğru birkaç adım daha atan Barnabas peşinden koştuğu ikonanın mağaranın duvarında asılı olduğunu gördü. Tam ikonaya uzanacakken mağaranın derinliklerinden gelen bir ses duydu. Bu Meryem Ana’ydı. Meryem Ana Barnabas’a ikonasını bulduğu için önce teşekkür etti. Daha sonra ise Barnabas’ı koruyacağını müjdeledi. Meryem Ana’nın kendisine gülümsediğini fark eden Barnabas mutluluktan uçacak gibiydi. Kalbinin yerinden çıkacak gibi attığını fark eden Barnabas bir anda uyandı. Kan ter içinde kaldığını fark eden keşişi o gece bir daha uyku tutmadı.
Keşiş Barnabas sabah olur olmaz soluğu patriğin yanında aldı. Ona gördüğü rüyayı anlattı. Trebizond İmparatorluğu’na gitmek için izin istedi. Patrik keşişi bu kutsal yolculuğa dualarla yolladı.
Keşiş Barnabas gemiyle geldiği Trebizond’da İmparator III. Alexios’un yanına gitti. İmparator Atina’dan gelen misafirine büyük ilgi gösterdi. Alexios keşişe ‘’seni buraya atan rüzgar nedir Barnabas ’’diye sordu. Barnabas gördüğü rüyayı İmparator’a anlatmaya başladı. Barnabas anlattıkça İmparator’un yüzü şekilden şekile giriyordu. Alexios’un çok şaşırdığı her halinden belliydi. Keşiş ‘’İmparator Alexios neden bu kadar şaşırdınız’’ dedi. Alexsios adamlarından daha birkaç gün önce yine Atina’dan gelen başka bir keşişi Sopranios’u çağırmalarını  istedi. Sopranios huzura gelince Ondan gördüğü rüyayı anlatmasını istedi. Sopranios anlattıkça Barnabas’ın ağzı daha çok açık kaldı. Çünkü Barnabas ile Sopranios tıpatıp aynı rüyayı görmüştü.
İki keşişi karşısına alan İmparator onlara her türlü desteği vereceğini söyledi. Yanlarına bölgeyi iyi bilen adamlarını verdi. İki keşiş adamlarla birlikte Mela dağına tırmanmaya başladı. İlk olarak Panagia deresini buldular. Daha sonra ise dereyi takip ederek dağa tırmandılar. İşte rüyalarında gördükleri mağara oradaydı. Hemen mağaraya koştular. İlk olarak mağaraya bir kilise kurdular. Daha sonra da İmparator’a haber göndererek rüyalarında gördükleri yamacı bulduklarını haber verdiler. İmparator iki keşişe gerekli tüm imkanları sağladı. Yaklaşık 500 adam da gönderdi.Ve iki keşiş Mela Dağı’nın yamacına tarihe meydan okuyarak günümüze kadar gelen manastırı inşa etti. Bu görkemli yapıya Rumca’da  Mela’da anlamına gelen Sou-Mela dediler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder