Benim bir Rabbim var.
O bana ilim ve hikmet verdi. Kendisinden başkasına secde
etmememi emretti.
BABİL'İN ZALİM KRALI NEBUKADNEZAR İLE DANYAL PEYGAMBER

İsrail'i ele geçiren Nebukadnezar burada yaşayanları
kılıçtan geçirdi. Kutsal mabet Süleyman Tapınağı'nı yıktı. Tapınaktaki
değerli eşyaları yağmaladı bir kısmını ise Babil'e götürdü. Zalim kral
esir aldığı yüz bin çocuğu ise kumandanlara ve prenslere hediye etmek
üzere yanında götürdü. Bu çocuklar arasında Allah tarafından elçi olarak
seçilmiş bir isim de vardı ama gücü tüm Ortadoğu'yu kasıp kavuran Nebukadnezar
bunu bilmiyordu.
Zalim kral zevk sefa içinde yaşadığı
sarayında bir gece ansızın kan ter içinde uyandı. Kapıda bekleyen
nöbetçiler kralın çığlıklarını duyunca kötü bir şey olduğunu tahmin
ettiler, hemen odaya daldılar. Gözleri fal taşı gibi açılan
kral eliyle onlara çıkın işareti yaptıktan sonra terini sildi, baş
ucundaki testiden kana kana soğuk su içti. Rüyasında İsrailoğullarından
bir çocuk O'nu tahtından ediyor, rezil duruma düşüyordu.
Gördüğü kabus sonrası sinirleri kral sabahı
beklemeden hemen komutanları çağırdı. Tüm komutanlar apar topar saraya
toplandı. Zalim kral İsrail'den getirilen tüm çocukların bulunmasını,,,
hepsinin öldürülmesini istedi. İsrail'den getirilen çocuklar tek tek bulundu.
Kralın acımasız adamları minik bedenleri acımasızca kılıçtan geçirdi.
Babil'deki çocukların öldürüldüğünü duyan Danyal'ın üvey ailesi çocuklarını
askerlere vermek istemedi. Çareyi Danyal'ı şehrin dışında bir mağaraya
gizlemekte buldu. Ama Danyal henüz 2 yaşındaydı. Bu mağarada hayatta kalması
çok zordu ama Babil'de kalırsa yaşama şansı hiç yoktu. Ailesi bu yüzden
istemeyerek de küçük çocuğu mağaraya bıraktı.

Danyal Peygamber’in topluma karıştığı sıralarda Babil
Kralı zulmünü iyice artırmıştı. Nebukadnezar altından dev bir heykel
yaptırmış heykelin etrafına da pek çok asker yerleştirmişti. Askerler zaman
zaman ellerindeki davulları çalıyor. Bu sırada herkesin heykele secde etmesi
isteniyordu. Babil toplumu davul sesini duyar duymaz hemen secdeye kapanıyordu.
Danyal Peygamber bir gün heykelin yanından geçerken askerler davulları çalmaya
başladı. Herkes yine secdeye kapandı. Ama Danyal secdeye gitmedi. Yanına gelen
askerler hemen yere yatmasını söyledi ama Danyal söyleneni yapmadı. Askerler de
bu asi genci biraz hırpalayarak hapishaneye attı.
Zalim kral Nebukadnezar'ın zulmü artıyor ama
mutlu olacağına her gün daha çok tedirgin oluyordu. Bir gece yine kabus gördü.
Kan ter içinde uyandı ama yaşadığı korku sebebi ile ne gördüğünü
hatırlayamıyordu. Hemen tüm sihirbazlar, büyücüler, kahinler saraya çağrıldı.
Nebukadnezar kahinlerden 3 gün içinde hem rüyasını bilmelerini hem de
yorumlamalarını istedi. Aksi taktirde hepsini öldüreceğini söyledi. Tüm
kahinler büyük telaş içine düştü. Hepsi birbirine bakıyor arslanlara atılarak
mı yoksa fırınlarda yakılarak mı öldürülecekleri tahmininde bulunmaya çalışıyorlardı.
Çünkü hiçbirinin zalim kralın rüyası ile ilgili en ufak bir fikirleri bile
yoktu.
Ülkede herkes 3 gün sonunda neler olacağını merak
ederken haber hapishanedeki Danyal Peygambere de ulaştı. Danyal peygamber
nöbetçiler aracılığı ile krala haber yolladı. Nebukadnezar'a rüyasını
yorumlayabileceğini söyledi. Kral Danyal'ı hemen huzuruna çağırttı. Danyal
Peygamber kraldan rüyasını anlatmasını istedi. Ama Nebukadnezar ''rüyasını da
hatırlamadığını onu da anlatması gerektiğini aksi takdirde genç peygamberi
fırında yakacağını'' söyledi.
Danyal Peygamber öfkeli kralı sakinleştirdi.
''Bilge adamları ve astrologları öldürmeyin ben size rüyanızın ne olduğunu
anlatacağım'' dedi. Danyal'ın ağzından dökülen ''Size rüyanızın ne ile
ilgili olduğunu söyleyeceğim çünkü gökte sırları açığa çıkaran bir Allah var.
Allah rüyanızı bana bildirdi.'' sözleri öfkeli kralın aklını karıştırdı biraz
da şaşırttı.
Sonra Danyal Aleyhisselam rüyayı anlatmaya başladı.
''Siz dev bir heykel gördünüz. Heykelin başı altından göğsü gümüşten bacakları
demirden ayakları ise kildendi. Çok şiddetli bir rüzgar esti. Kilden olan
ayakları dağıldı. Heykel un ufak oldu''.
Danyal peygamber anlattıkça Kral Nebukadnazar rüyasını
hatırladı. ''Peki söyle bakalım bu rüya ne anlama geliyor?'' dedi.
Danyal Peygamber ''heykelin Babil krallığını temsil
ettiğini, heykelin altın başının ise Nebukadnazar olduğunu'' söyledi. Siz ölene
kadar krallığınız zirvede olacak ama ölünce krallık dağılacak. Ve Babil
krallığı yok olacak.
Bunları duyan Nebukadnazar, Danyal Peygamber’e saygı
duymaya başladı. Bir yasa çıkararak Danyal Peygamber ile Rabbine
saygısızlık yapana ağır cezalar koydu.
Danyal Peygamber'in bulunduğu yıllarda Babil'in
günleri bolluk ve bereket içinde geçti. Bahçeleri ve bağları ile ün salan şehir
çölün ortasında bir cenneti andırıyordu. Babil bahçelerinin ünü kısa sürede tüm
ülkelere yayıldı.
Ama iyice yaşlanan kral Nebukadnazar ölünce yerine
geçen Halefi Behmen Bin İsfendiyar (Baltazar) sarayda bulunan herkesin
kendisine secde etmesini istedi. Ama Danyal Peygamber ile O'na tabi olanlar bu
isteği yerine getirmedi. Kızgın kral Danyal Aleyhisselam ile ümmetinin çok ağır
cezalara çarptırılmasını , böylece halkın gözünün korkutulmasını istedi.
Saray görevlileri üfledikleri borularla krala isyan
edenlerin cezalandırılacağını tüm Babil'e duyurdu. Kral Danyal'ın arslanlara
atılarak cezalandırılmasına karar vermişti. Arslanlar 3 gün önceden aç
bırakıldı.
Kalabalık sarayın bahçesinde toplandığı sırada Danyal
Aleyhisselam elleri ve gözleri bağlı olarak bahçeye getirildi. Halk Danyal
Peygamber’i bu halde görünce çok üzüldü ama zalim kraldan korktukları için
seslerini çıkaramadılar. Kralın adımları Danyal'ı kuyuya attı. Kral da
kahkalarla ayağa kalktı ''ey ahali işte bana secde etmeyenlerin sonu
budur'' dedi. Kral aç aslanların Peygamberi parçaladığını düşünerek kahkaha
atıyordu. Ama kuyuya bakan askerler şaşkınlıktan dillerini yutacak haldeydiler.
Çünkü koca arslanlar Danyal peygamberin yanına yaklaşıyor, O’nun önünde adeta
diz çöküp peygambere bağlılıklarını bildiriyordu. Danyal Peygamber de
arslanları seviyordu.
Bir aksilik olduğunu fark eden kral kuyunun başına
koştu. O da gördükleri karşısında büyük şaşkınlık yaşadı. Danyal Peygamber'in
korunduğunu daha iyi anladı. Hemen kuyudan çıkartıp ona dokunulmayacağının
garantisini verdi. Ama artık çok geçti. Danyal Peygamber Babil'den ayrılmaya ve
başka yerlere de Allah’ın adını ulaştırmaya karar vermişti.
Halkın tüm ısrarlarına rağmen Babil'den ayrılan Danyal
Peygamber kuzey batıya ilerledi. Şimdiki adı Tarsus olan bölgeye yerleşti. O
sırada Tarsus’ta yaşayanlar büyük sıkıntı içindeydi. Kıtlık yaşanan şehrin
ambarları boşalmış, değirmenlerinde buğday öğütülmez olmuştu.
Sıkıntılı günler yaşayan beldede güneş her yeri
kavuruyordu. Ta ki Danyal Aleyhisselam Tarsus’a gelene kadar. Bu gizemli
kişinin gelmesi ile bir anda yağmurlar yağmaya başladı. Ekinler boya kadar
ulaştı. İlçe halkı bolluğun ve bereketin sebebinin kısa süre içinde Danyal
Peygamber olduğunu anladı. O'nu el üstünde tuttular. Gördükleri her yerde saygıda
kusur etmediler. Kalpleri okuyabilen Danyal Peygamber insanların sevgisini
görünce ömrünün geri kalan kısmını Tarsus’ta geçirdi. Ve bu belde de vefat
etti.
Danyal Peygamber vefat edince naaşı için 3 metrelik
bir sanduka yapıldı. Kılıcı ve parmağındaki yüzüğü ile defnedildi. Yüzüğünde küçük
bir çocuğu yalayan dişi ve erkek aslan figürü vardı.


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder